BAŞKANIN MESAJI

Biyodizel, yenilenebilir, çevreci ve yerli bir enerji kaynağı olarak ülkemizde gelişimini sürdürürken beraberinde birçok ekonomik faaliyet yaratıyor. Kullanılmış yemeklik yağların ekonomiye kazandırılması, tarımsal üretimle toprağın kullanılması, elde edilen hasadın bölgelerdeki yağ fabrikalarında işlenmesi, çıkan ham yağın biyodizel fabrikasına taşınması, kalan küspenin yem sanayine hammadde olması, bölgesel hayvancılık için gerekli yemi karşılaması, elde edilen faydalardan sadece birkaç tanesi.
Dünyada yenilenebilir enerji yatırımları her geçen gün artarken, özellikle gelişmiş ülkeler arasında biyodizel kullanımını teşvik etmek için çeşitli yasal zorunluluk uygulamaları ve vergi muafiyeti düzenlemeleri oluşturuluyor. Biyodizel sektörünün yasal mevzuatlara uygun olarak gelişimi noktasında ülkemizde de 10 yılı aşkın süredir resmi kurumların öncülüğünde ciddi çalışmalar yürütülüyor. 2003 yılında güncellenen 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda lisans sahiplerinin yükümlülükleri ve faaliyet alanları net olarak ortaya konmuş, 2013 yılında ise Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan ÖTV Tebliği ile yerli tarım ürünleri ile bitkisel atık yağlardan elde edilecek biyodizelde sıkı bir denetim ve takip mekanizması getirilmiştir. 6 Haziran 2017 tarihli yayınlanan Resmi Gazete’de ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca motorinin toplamına en az %0,5 oranında biyodizel harmanlanması zorunluluğu yürürlüğe girmiştir. Geçen yıllar içerisinde tamamlanan eksikler ile günümüzde hem biyodizel üreticilerinin, hem akaryakıt sektörünün tüm ihtiyaçlarına cevap veren rasyonel bir yasal düzenlemeler seti bulunmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı gibi farklı bakanlıkların ortak önem ve değer verdiği biyodizel sektörü Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yakından izleniyor.
Biyodizel sektöründe zorunlu harmanlanmanın uygulanmaya başladığı 2018 yılı ile birlikte üretimde %35 artış yaşanmış ve aynı yıl gerçekleştirilen biyodizel üretimi neticesinde yaklaşık 60 milyon ABD doları yurtdışına transferine mani olunmuştur. Lisanslı üreticilerinin daha ilk yılda yükümlülüklerini yerine getirmelerini, sektörün geleceği ve istikrarı açısından son derece önemli görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yerli tarım ürünlerini kullanma zorunluluğu bulunan biyodizel sektörü olarak nadasa bırakılmış toprakların değerlendirilmesi ile bölgesel tarımın gelişimi ve kırsal ekonominin canlandırılması, eldeki kaynaklar ile ulusal enerji çözümlerinin geliştirilerek dışa bağımlılığın azaltılması, fosil yakıtların zararlı etkilerinden uzaklaşılarak karbon emisyonun düşürülmesi gibi önemli ilkeler ile hareket etmeye devam edeceğiz. İnanıyoruzki, bu ilkeler ışığında ülkemizin yerli ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine her geçen yıl yeni başarılarımızla katkı sunacağız.
Selçuk BOROVALI